Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2024 yılında Avrupa'da görülen kızamık vakalarının, 27 yıl içinde en yüksek seviyesine ulaşmasıyla dünya genelinde sağlık gündeminde önemli bir yer edinmeye başladığını duyurdu. Kızamık, her ne kadar modern tıbbın sağladığı aşılar sayesinde büyük ölçüde kontrol altına alınmış bir hastalık olarak bilinse de, son yıllarda Avrupa'da artan vaka sayıları, toplumda ciddi bir endişe yaratıyor. DSÖ, bu durumu dikkatle izliyor ve halk sağlığı otoritelerini harekete geçirecek önerilerde bulunuyor.
Kızamık, son derece bulaşıcı olan bir virüs kaynaklı bir hastalıktır ve önlenmesi en etkili yolunun aşılanma olduğu herkes tarafından biliniyor. Ancak son yıllarda bazı bölgelerde aşı karşıtlığı ve aşılamanın azalması, hastalığın yeniden doğmasına neden olmuştur. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde, toplumsal aşılamaya yönelik güvensizliğin artması, bu tehditin yeniden doğmasına zemin hazırlamaktadır. Nüfusun belirli bir yüzdesinin aşılanması, toplumsal bağışıklığın sağlanması için kritik öneme sahiptir; aşılamadaki düşüşler, kızamık gibi hastalıkların yeniden yayılmasına yol açabilmektedir.
DSÖ, 2023 yılında kızamık vakalarının artışını ve bunun nedenlerini belirlemek için kapsamlı bir araştırma yürüttü. Araştırmanın sonuçları, Avrupa genelinde birkaç faktörün bu artışa katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor. Bunlar arasında sağlık sistemlerindeki zayıflıklar, aşıların erişimindeki güçlükler, pandemi sonrası artan sağlık kaygıları ve yanlış bilgilendirme gibi nedenler sıralanabilir. Bu durumun Avrupa’da büyük şehirlerde daha belirgin hale geldiği, özellikle de sosyoekonomik açıdan dezavantajlı grupların etkilendiği gözlemleniyor.
Özellikle ebeveynlerin, çocuklarına aşı yaptırmaları konusunda bilinçlendirilmeleri gerektiği belirtiliyor. Medya ve sosyal medya platformları üzerinden doğru bilgilendirme yapmak, aşıdan kaçınmanın risklerini açıklamak büyük önem taşıyor. Bireylerin sağlıklarının korunmasına yönelik atılacak her adım, sadece kendi güvenliklerini değil, aynı zamanda toplumların sağlığını da korumak için kritik bir öneme sahip.
2024 yılında kızamık vakalarının artışını durdurmak için, Avrupa'daki liderlerin de acil stratejiler geliştirmesi ve ortak hareket etmesi gerekmektedir. Bu ortaklık, yalnızca ulusal sınırları aşmakla kalmaz; aynı zamanda Avrupa genelinde salgınların önlenmesine yönelik uluslararası bir birliktelik sağlayacaktır. Böylelikle, hem mevcut vakaların kontrol altına alınması hem de gelecekteki potansiyel salgınların önlenmesi mümkün olacaktır.
Sonuç olarak, DSÖ'nün Avrupa'daki kızamık alarmı, sağlık otoriteleri, yerel yönetimler ve toplumların iş birliği yaparak bu tehdidi ortadan kaldırması için acil bir çağrıdır. Kızamık gibi önlenebilir hastalıklar, bireysel ve toplumsal bağışıklığın yükseltilmesiyle kontrol altına alınabilir. Bu bağlamda, toplumda aşı bilincinin artırılması, sağlıklı bir gelecek için elzemdir. Avrupa'da aşılanma oranlarının artması, yalnızca bugünün sağlığını değil, yarının sağlığını da koruma konusunda en etkili yol olacaktır. Tedbir alınmadığı takdirde, 2024'ün yalnızca bir başlangıç olabileceği uyarısını açık bir şekilde herkesin dikkate alması gerekmektedir.