Başka bir dağcı hikayesi daha, unutulmaz anlarla dolu bir dramı gözler önüne serdi. Geçtiğimiz hafta sonu, yerel dağcı Ali Yıldırım, zorlu bir tırmanış gerçekleştirmek üzere yalnız başına yola çıktı. Tırmanışın heyecanı ve özgürlüğü, onu yüksek dağların zirvelerine ulaştırmaya çalışan birçok dağcının hissettiği duygulardı. Ancak Ali, dağın tehlikeleriyle yüzleşmeden önce hiçbir şeyin tam olarak planladığı gibi gitmeyeceğini bilemezdi.
Yıldırım, yüksek irtifa ve zorlu hava koşulları nedeniyle bir süre sonra geri dönme kararı aldı. Ancak köye geri dönerken, cep telefonunun dağcılık günlüğünü ve önemli anılarını kaydetmiş olduğunu hatırladı. Bu uyku tulumunu, kampa çıkardıktan sonra yeniden tırmanmak üzere hazırlamış olduğu için, telefonu almak için geri dönmeye karar verdi. Düşüncesi basitti: Kısa bir yolculuk ve sonra güvenli bir şekilde köyüne dönüş. Fakat düşündüğü gibi gelişmeyen olaylar, onu tekrar zorlu bir mücadeleye sürükledi.
Ali, geri döndüğünde aniden beklenmedik bir fırtınayla karşılaştı. Kısa sürede kötüleşen hava koşulları ve donma riski onu geri dönmeye zorladı. Ama iş işten geçmişti; gözden kaybolmuş ve mahsur kalmıştı. Artık orada mahsur kalmış bir dağcı olarak, hayatta kalmak için savaşıyordu. Çaresizlik içinde, kaybolduğu bölgedeki araziyi incelemeye başladı ve en kısa yoldan köyüne geri dönmeye çalışıyordu. Ancak dağın sert yüzeyi ve yoğun kar yağışı, onu çetin bir mücadeleye soktu.
İlk kurtarma girişimi, Ali'nin telefon sinyalinin bulunduğu yerden gerçekleştirildi. Ekipler, 4 gün süren mücadele sırasında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Birçok personel, hemen hemen tüm gün boyunca dağda yürüyerek, mahsur kalan dağcıyı bulmak için çaba harcadı. Nihayet, kurtarma ekipleri Ali’ye ulaştığında büyük bir sevinç içinde olduklarını belirttiler. Ali’nin durumu oldukça kritikti fakat hayatta kalma umudu tam olarak kaybolmamıştı.
Nihayetinde Yıldırım, ekiplerle birlikte güvenli bir şekilde aşağıya indirilerek hastaneye götürüldü. Orada, sorgulanan sağlık durumu ve kendine gelmesi de dahil olmak üzere bir dizi değerlendirme yapıldı. Ali, yaşadığı deneyimi anlattığında, kendisini kurtarmaya çalışan ekibe teşekkür etti. Fakat hayatta kalmak için verilen bu büyük savaş, aynı zamanda onu tekrar dağa geri döner mi sorusunu da gündeme getirdi.
Ali Yıldırım’ın hikayesi, hem dağcılık tutkunları hem de maceraperestler için önemli bir ders niteliği taşıyor. Dağcılığın getirdiği tüm heyecan ve özgürlüğün yanında, dağların tehlikeleri ve karar verme süreçlerinin de çok iyi düşünülmesi gerektiğini gösterdi. Aksine, bir kararın sonucu, bu tür durumlarla karşı karşıya kalmayı getirebilir. Hayatta kalma mücadelesi, sadece Ali için değil, tüm dağcılar ve doğaseverler için bir dönüm noktası oluşturacak.
Ali’nin hikayesi, dağcıların her zaman dikkatli olmaları ve dağa çıkmadan önce tüm tedbirleri almaları gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Onun hikayesi, umarız ki başka dağcıların da yanlış kararlar vermesinin önüne geçen bir örnek olur.