Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonlar ve ülke güvenliği konusundaki görüşlerini basın mensuplarıyla paylaştı. Güler, PKK'nın terör faaliyetlerinin ülkenin birliğine ve bütünlüğüne tehdit oluşturduğunu ve bu nedenle örgütün derhal ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmesi gerektiğini ifade etti. Yapılan bu açıklama, Türkiye'nin güvenlik politikası açısından oldukça kritik bir dönemeçteyken, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğinin de bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Yaşar Güler, PKK’nın eylemlerinin sadece bir terör örgütü olmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'nin toplumsal barışını tehdit eden bir unsur olduğunu belirtti. Güler, "Bizim için terörün tanımı nettir; bir halkın huzurunu bozan hiçbir eylemi kabul edemeyiz. PKK, halkımıza, güvenliğimize ve ulusal bütünlüğümüze karşı bir tehdit oluşturuyor" şeklinde konuştu. Bu açıklamalar, güvenlik güçlerinin terörle mücadele konusundaki kararlılığının ve devletin, terör örgütlerine karşı izlediği sıfır tolerans politikasının altını çizmektedir.
Genelkurmay Başkanı, PKK'nın silahlarını bırakması gerektiğini vurgularken, bunun yanı sıra örgütün finansal kaynaklarının da kurutulması gerektiğini belirtti. Güler, "PKK, sadece silahlarla değil, aynı zamanda propaganda, finansman ve insan kaynakları ile de mücadele edilmeyi gerektiren bir yapıdır. Devletimizin her türlü kaynakları bu mücadelede kullanılıyor. Ancak bu, halkın da desteği ile mümkün olacaktır. Tüm vatandaşlarımıza, yanımızda durmalarını ve bu mücadelede bizimle birlik olmalarını çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda, Türkiye'de ulusal güvenliği sağlamanın yanı sıra; yurtiçi ve yurtdışındaki operasyonların da önemine dikkat çekildi. Güler, "Daha önce çeşitli operasyonlar gerçekleştirdik ve bunların sonuçları, terör örgütüne ciddi darbeler indirmiştir. Ancak bu süreç, devam etmekte olan bir mücadeledir ve son noktaya gelene kadar kararlılığımızdan ödün vermeyeceğiz" dedi.
Yaşar Güler'in bu sözleri, hem güvenlik güçlerine moral kaynağı olmuş hem de toplumda terörle mücadeledeki kararlılığın arttığını göstermiştir. Özellikle, Güler'in terör örgütünün silah bırakması konusundaki baskısı, kamuoyunda geniş yankı bulmuştur. Uzmanlar, PKK'nın silah bırakmasının, hem içte hem de dıştaki terör üzerindeki etkisini azaltacağını ve vatandaşların güvenliğini artıracağını ifade ediyor.
Güler, "Devletimiz, vatandaşının güvenliğini sağlamak için her türlü önlemi almaya devam edecektir. Terörle mücadelenin sadece askeri bir boyutu yoktur; bizler, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirmeli ve terörün etkilerini azaltacak çözümler geliştirmeliyiz" diyerek ulusal dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Yaşar Güler'in çağrısı terörle mücadelede bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. PKK'nın silahlarını bırakması, Türkiye'nin güvenlik stratejisini güçlendirecek ve toplumsal barışın sağlanmasına önemli katkılarda bulunacaktır. Türk halkının dayanışma içinde hareket etmesi, devletin kararlılığı ile birleştiğinde, terörle mücadelenin üstesinden gelinmesi daha da kolay olacaktır. Bu bağlamda, tüm vatandaşlarımıza düşen görev; teröre karşı tek ses olabilmek ve ülkemizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunmaktır.